Yeditepe Üniversitesi Küresel Eğitim ve Kültür Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KEKAM) Müdürü Doç. Dr. Gökçe Bayındır Goularas, 2022’de 108,4 milyon kişinin, savaşlar, çatışmalar, şiddet ve benzeri sebeplerden dolayı yaşadıkları coğrafyaları terk etmek zorunda kaldığını, göç olgusunun birçok ülkenin gündemini belirlemeye devam ettiğini belirtti.
Üniversite’den yapılan açıklamaya göre, KEKAM tarafından bu yıl 7’ncisi düzenlenen “21. Yüzyılda Uluslararası Göç Konferansı” gerçekleştirildi.
KEKAM Müdürü Doç. Dr. Goularas, Hollanda Amsterdam Üniversitesi Kent Sosyolojisi Kürsüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Jan Rath, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı’nın açılış konuşmalarını yaptığı, alanında uzman çok sayıda yerli ve yabancı göç araştırmacısının katıldığı konferansta, göç olgusu tüm yönleriyle ele alındı.
“AKADEMİK ARAŞTIRMALARLA ELE ALINMALI”
Açıklamada konferansın açılışında yaptığı konuşmaya yer verilen Doç. Dr. Goularas, uzun zamandır olduğu gibi bugün de göç olgusunun birçok ülke için en önemli gündem maddelerinden birini oluşturmaya devam ettiğini, konunun gerek yerel düzeyde gerekse bölgesel ve küresel düzeyde önem taşıdığını aktardı.
Göç konusunun farklı boyutlarının irdelenmesi amacıyla akademik araştırmalar ve toplantılarla ele alınması gerektiğini vurgulayan Goularas, Yeditepe Üniversitesi’nin bu konudaki çalışmalara verdiği önemi anlattı.
Goularas, uluslararası göçün ülkeler açısından büyük önem taşıyan kısmını zorunlu göçün oluşturduğuna dikkati çekerek, “2022 yılı sonu itibarıyla 108,4 milyon kişi, savaşlar, çatışmalar, şiddet ve benzeri sebeplerden dolayı zorunlu olarak yaşadıkları coğrafyaları terk etmek durumunda kaldı. Bu sayı, bir sene öncesine göre 29 milyon artış gösterdi. Türkiye, 3,6 milyondan fazla mülteciyle 2022’de de dünyada en fazla sayıda sığınmacı ağırlayan ülke olmaya devam etti.” ifadelerini kullandı.
“ÇOK KAPSAMLI ÇALIŞMALARA İHTİYAÇ VAR”
Prof. Dr. Nilüfer Narlı da yasal bir evrakla bir ülkeden başka bir ülkeye giden düzenli göçmenlerin yanı sıra düzensiz göçmenlerin dünyadaki sayısının arttığını ifade etti.
Son rakamlara göre mültecilerin sayısının 35,3 milyona ulaştığını belirten Narlı, Türkiye özelinde bakıldığında resmi rakamlara göre 3,6 milyon sığınmacı olduğunu ancak bunun yüzde 10’u kadar kayıtsız mülteci olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.
Düzensiz göçün yarattığı en önemli sorunlardan birinin insan kaçakçılığı olduğunu vurgulayan Narlı, “Mültecilerin, sığınmacıların ve çocuklarının topluma uyumu, sosyal uyum çerçevesinde izlenecek politikalar da çok önemli bir konu. Yoksa çok sayıda Suriyeli, Türk toplumundan kopup gettolarda yaşadığı zaman ileride güvenlik sorunları ve suç riskleri artabilir. Sosyal uyum politikalarının çok iyi şekillendirilmesi ve yürürlüğe konulabilmesi için insan hareketliliği konusunda çok kapsamlı çalışmalara ihtiyaç var.” görüşlerini aktardı.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MEYDAN OKUYOR”
Narlı, savaş, ekonomik eşitsizlik gibi önemli göç nedenlerinin yanı sıra iklim değişikliğine de dikkati çekerek, “Şu anda da kuraklık olan, hasat alınamayan bölgelerden insanlar ya kendi ülkesi içinde başka bir bölgeye geçiyor ya da başka ülkeye geçmek için her türlü yolu deniyor. İklim değişikliğinin yarattığı kuraklık, kıtlık ve felaketler de yeni göçmenler de ortaya çıkaracak.” değerlendirmesinde bulundu.
“Dijital Göçebe” olarak ifade edilen kişi sayısının son yıllarda çok arttığına işaret eden Narlı, “Bunlar oldukça kalifiye insanlar, IT becerileri yüksek, uzaktan çalışabiliyorlar. Rusya-Ukrayna savaşından sonra çok sayıda Rus göçmenin Türkiye’den veya dünyadaki diğer ülkelerden de işine devam edebildiklerini gördük.” bilgisini verdi.
“GÖÇMENLER EVLERİNE DÖNECEK AMA EVİNİZ YOKSA BU ÇOK ZOR”
Hollanda Amsterdam Üniversitesi Kent Sosyolojisi Kürsüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Jan Rath da çeşitli nedenlerle göç etmek zorunda kalanların yalnızca yüzde 3’ünün göç ettiğini, diğerlerinin savaş da olsa yerlerinde kalmayı ya da kendi ülkeleri içinde yer değiştirmeyi tercih ettiklerini kaydetti.
Rath, “Sonunda da birçoğu dönecek. Ama artık eviniz yoksa bu çok zor. Günümüzde birçok ülke göç akımlarından etkileniyor. Örneğin Lüksemburg’un yüzde 30’u göçmen. Türkiye’de ise mülteci çok fazla. Rakam olarak baktığımızda en çok mülteci alan ülke Türkiye ancak Lübnan’ın, nüfusuna göre aldığı mülteci oranı çok daha fazla.” ifadelerini kullandı.
Hollanda’nın göçmen sorununa nasıl yaklaştığına ilişkin de bilgi veren Prof. Dr. Rath, “Hollanda’da göçmenin tanımı ve problematik göçmenin tanımı çok farklı olabiliyor. Aslında baktığınızda göçmenler şu anda tartışma konusu oluyor ama 2 jenerasyon sonra devletin birer parçası olarak sayılacaklar.” değerlendirmesini yaptı.
patronlardunyasi.com